İlmi arttıkça görüş açısı büyüyen ve bilgisi dışındaki konular hakkında hüküm vermekten kaçınan, bildiklerinin doğruluğunu devamlı tet...
kaçınan, bildiklerinin doğruluğunu devamlı tetkik eden büyük İslâm âlimleri adetâ unutuldu.
"Âlimin uykusu ibadettir." "Kıyamet günü, şehîdlerin kanını, âlimlerin mürekkebi ile
tartarlar. Mürekkep ağır gelir." "Âlimler Peygamberlerin vârisleridir." hadîs-i şerifleri ile
medh edilen binlerce İslâm âlimi ve eserleri kütüphâne köşelerinin tozlu raflarına okunmamaya,
öğrenilmemeye, hatırlanmamaya âdeta terk edilmiştir.
İlim, âlimle beraber bulunursa herkes ondan istifâde eder. Âlimin olmadığı ve kitaplarının
hakkıyla tetkik edilip öğrenilmediği yerde ilimden söz edilemez. Âlimin, dolayısıyla ilmin olmadığı
milletlerde peşin hükümler, bâtıl i'tikâdlar, derme çatma bilgiler, hüküm sürer. Milletlerin günlük
hayatlarında dînin, örf ve âdetlerin önemli bir yeri vardır. Dînî bilgiler Peygamber efendimizden
itibâren hiç bozulmadan esas şekliyle hakîki İslâm âlimleri tarafından günümüze kadar
nakledilmiştir. Millete istikamet veren bu bilgiler aslından uzaklaştırılıp hurafeler haline geldiği
zaman sosyal hayatta büyük yaralar açılarak mazi ile kopukluk meydana gelir. Bu duruma
düşmemek için târihin derinliklerine kol atmış, cemiyete nizam, intizâm ve huzûr sağlamış ana
kaynaklar bilinmeli, âlimler tanınmalı ve onlardan istifâde edilmelidir. Bindörtyüz seneden beri
İslâmiyeti kabûl eden milletlerde, bilhassa Türklerin kurdukları devletlerde onlara yön veren
âlimler o kadar çok ki; hiçbir şeyden çekinmeyerek doğruyu ve hakkı söyleyen, savaş
meydanlarında en güç zamanlarda kumandanlara, askerlere kuvvet ve azîmle çarpışma şevki
veren bu büyük insanlardır. Her birinin hayatında târih ve açılan her sayfada âb-ı hayat gibi ilim
vardır. Peygamber efendimizden günümüze kadar bütün müslümanlan kucaklayan, ilimleri ile
amel eden, örnek olmuş âlimlerden bir kısmının hayatını tanıtmayı bir vazîfe bildik. Hicrî her
asırda yaşıyan âlimlerden meşhûr olanlarının hayatını, ilmini, insanlara hak ve hakîkati anlatan
hikmetli sözlerini, menkıbelerini ihtisas sahibi geniş bir heyete hazırlattık. Her maddenin
sonunda da o âlimin hayatına âit kaynaklar yazıldı.
Başta mübârek Peygamber efendimiz olmak üzere, Eshâb-ı kiramın ve onları takip eden
İslâm âlimlerinin sözleri ve kitapları, ana kaynaklarımız olmuştur. Hiçbir milletin bu şekilde
âlimlerle iç içe yaşayışı ve müşterek kültürleri yoktur. Sağlam karakterler, sağlam istikametler
maziden güç alarak kazanılır.
Âlimin ve ilmin bulunduğu milletlerde unutulmaz târihî sanat eserleri de vardır. İlim ve
sanat iç içedir. Bu bakımdan yüzyıllardır medeniyetler kurmuş Türk-İslâm devletlerinin bırakmış
oldukları sanat eserlerini âlimlerin hayatları ile beraber resimleyeceğiz.
En büyük hazinenin doğru bilgi olduğu düşünüldüğünde, bilginin kaynağı olan âlimlerin
ehemmiyeti daha iyi anlaşılır. Bu bakımdan Hicrî asırlara göre âlimleri anlatan bu 18 ciltlik
eserimizin müracaat kaynağı olacağı daha iyi anlaşılır. Okuyunca sizler de buna hak
vereceksiniz. Bütün neşriyatımızda hedef mükemmel olanı takdim etmektir.
En büyük yardımcımız Cenabı Haktır. Saygılarımızla.
Enver Ören
Alıntı
Hiç yorum yok