Grid

GRID_STYLE

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ads

//

Canlı Akış

latest

Zekat Kimlere Vacip Olur

Zekât verilmesi gereken malların herhangi birinden nisaba {yeterli mikdara) malik ulan hür bir Müslümana zekât farzdır. Nîsab'-da şu ...

Zekat Kimlere Vacip Olur
Zekât verilmesi gereken malların herhangi birinden nisaba {yeterli mikdara) malik ulan hür bir Müslümana zekât farzdır. Nîsab'-da şu şartlar aranmaktadır.
a) Kişinin, yemek, giymek, ev, binek ve sanat aletleri gibi ihtiyaç duyduğu zaruri ihtiyaçlardan fazla bir maîa sahib olması.
b) Zekâtı verilecek malın üzerinden hicri bir sene geçmiş bulunması. Zamanın başlangıcı nisaba malik olduğu günden başlayıp, malın sene boyunca tam olarak mevcut olması gerekir. Şayet sene arasında eksilip de sonra tamamlanırsa, tamam olduğu gün sene başlangıcı olarak itibar olunur.
Nevevî şöyle demiştir: «Bizim mezhebimizle (%âfü), Mâlik, Ah-med ve alimlerin çoğunun mezhebine göre zekât vermek gereken altın, gümüş ve sürü gibi mallarda sene boyu nisab bulunmakla beraber üzerinden sene geçmesi gerekir. Eğer sene içinde nisab eksi-lirse sene şartı bozulmuş olur. Bundan sonra şayet nisaba malik olursa zaman şartı, nisabın tamam olduğu andan itibaren başlar.
Ebü Hanife ise şöyle demiştir; «Muteber olan, sene başında ve sonunda nisabın bulunmasıdır. İkisi arasında nisabın eksilmesi zarar vermez. Hatta sene başında ikiyüz dirhemi bulunup da sene arasında hepsi yok olup sadece bir dirhem kalsa veya sene başında kırk koyunu bulunup da, sene içinde sadece bir tanesi kalsa, sonra sene sonunda parası ikiyüz dirheme, koyunları da kırk'a ulaşsa hepsinin zekâtını vermesi gerekir. Üzerinden sene geçmesi şartı sebze, meyveler ve ziraat ürünleri için geçerli değildir. Çünkü bunların ze-
kâtı hasat zamanı vacip olur. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: zamanı fakirin hakkını veriniz.» (En'âm: 141).
Abderî şöyle demiştir: «Zekât mallan iki kısımdır. Birincisi; hububat ve sebzeler gibi bizzat varlıkları, artan mat olarak kabul edilenlerdir ki, bunlara var oldukları zaman zekât gerekir, tkincisi, dirhem, dinar, ticaret mallan ve sürüler gibi artması beklenen mallardır. Bunlarda bir sene şartı aranır. Üzerlerinden bir sene geçmeden bunlardan zekât alınmayacağım fakihlerin tümü söylemişlerdir.» (Buraya kadar anlatılanlar îmam Nevevî'mn «Mecmü'»undan alınmıştır.)

 Çocuğun ve Delinin Malının Zekâtı

Çocuğun ve delinin mallan nisaba ulaştığı zaman velisinin kendileri adına zekât vermesi gerekir.
Amr b. Şuayb'ın babasından, onun dedesinden onun da Abdullah b. Amr'dan rivayet ettiğine göre Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: "Her kim malı olan bir yetime veli olursa, onun malıyla ticaret yap-sra, O malı olduğu gibi bırakmasın. Yoksa onu, zekât bitirir.» (Hadisin senedi zayıftır. Hafız; «Şafiî'ye göre hadis mürsel olup şahidi vardır» demiştir.)
Şafii; mutlak olarak zekâtın gerekliliğini ifade eden sahih hadislerin umumî manasıyla bu görüşü kuvvetlendirmiştir. Aişe (r.a.), himayesindeki yetimlerin zekâtını ayınp verirdi.
Tirmizî şöyle demiştir: «ÎÜm ehli bu konuda ihtilâf etmişlerdir. Rasûlüllah'm ashabından pek çoğu yetimin malından zekât verileceği görüşündedirler. Bunlardan Ömer, Ali, Aişe ve îbn Ömer (r.a.)'i sayabiliriz. Mâlik, Şafiî, Ahmed ve îshak da bu kanaattedir. Bir başka grup «yetimin malında zekat yoktur» demişlerdir. Bunu söyleyenler ise Süfyân ile Ibn Mübârek'tir.

Nisaba Malik Olan Borçlu

Elinde zekât vacib olacak kadar malı olan, eğer borçlu ise, borcunu çikardıkdan sonra nisaba ulaşırsa, kalanın
zekâtım verir. Eğer kalan mal nisaba ulaşmazsa zekât vermek gerekmez. Çünkü o, bu durumda fakir sayılır.
Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem: «Zekât ancak zenginin sırtından alınır» buyurmuştur. (Hadîsi, Ahmed rivayet etmîş, Bu-harî de tâliken zikretmiştir.)
Yine Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: «Zekât, müslümanlann zenginlerinden alınır, fakirlerine verilir.»
Bu konuda üzerinde Allah'a ait veya kula ait borç olması müsavidir. Çünkü hadîste «Allah'a ait olan borç ödenmeye daha lâyıktır,» buyurulmuştur. (Bu konu ilerde incelenecektir.)

 Üzerinde Zekât Borcu Olduğu Halde Ölen Kimse

Üzerinde zekât borcu olduğu halde ölen kimsenin malına zekât vacib olur. Öldükten sonra zekâtı, borçlulara, vasiyet ettiği yere ve vereseye dağıtılır. Allah Teâlâ miras hakkında şöyle buyurmuştur: «Vasiyet ettiği şey veya borcu Ödendikten sonra...» (Nisa: II). Zekât ise Allah'a ait olan bir borçtur.
İbn Abbas (r.a.)'dan rivayet olunduğuna göre bir adam Rasû-lüllah'a gelerek şöyle sordu: «Annem üzerinde oruç borcu olduğu halde öldü, onun borcunu ödeyebilir miyim?» Bunun üzere Rasû-Iüllah «Eğer annenin borcu olsaydı onu ödeyecek miydin?» deyince adam «Evet» dedi. Rasûlüllah «öyleyse Allah borcu Ödenmeye daha lâyıktır,» dedi. (Hadisi Buhari, Müslim rivayet etmiştir.)

Hiç yorum yok