Grid

GRID_STYLE

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ads

//

Canlı Akış

latest

Allah nerededir cariyenin “Allah göktedir. Eyn Allah Hadisi - Arşa İstiva

“Allah’ın Arş’a İstivası.” isimli eserimizin, On birinci dersindeyiz. Bu dersimizde, Selefilerin delil olarak gösterdiği, اَيْنَ اللَّه...






“Allah’ın Arş’a İstivası.” isimli eserimizin, On birinci dersindeyiz. Bu dersimizde, Selefilerin delil olarak gösterdiği, اَيْنَ اللَّهُ “Allah nerededir?” hadisini tahlil edeceğiz. اَيْنَ اللَّهُ hadisi şöyledir: Efendimiz (asm), bir cariyenin Müslüman olup olmadığını anlamak için, ona, “Allah nerededir?” diye sormuş. Cariye bu soruya cevaben “Allah göktedir.” demiş. Daha sonra Efendimiz (asm) “Ben kimim?” demiş. Cariye: “Sen Allah’ın Resulüsün.” deyince, Efendimiz (asm), onun Müslüman olduğuna hükmetmiş. Selefiler bu hadisi delil gösterip diyorlar ki: Peygamberimiz (asm), cariyenin “Allah göktedir.” sözünü kabul etmiş ve onun Müslüman olduğuna hükmetmiştir. Demek Allah göktedir. Yine bir kimsenin, Müslüman olup olmadığını anlamak için, kendisine bu soru sorulur. Allah’ın gökte olduğunu söylerse, Müslüman olduğuna hükmedilir. İşte Selefiler böyle diyorlar. Bu derste, onların bu sözünü kökünden çürüteceğiz. Evvela, mezkûr hadis zayıftır, çünkü hadiste ızdırab vardır. Hadis ıstılahında ızdırab şudur: Hadisin senedi sahih dahi olsa, bir hadis farklı raviler tarafından nakledilir ve hadisin metninde uyumsuzluk olursa, buna ızdırab denir. Izdırab, hadisin sıhhat derecesini zayıfa düşürür. Şimdi, bu hadisin kaç farklı şekilde rivayet edildiğini görelim: Birinci rivayeti, biraz evvel zikrettiğimiz haliyle Atâ b. Yesar nakletmiştir. Bu hadiste, Efendimiz (asm) “Allah nerededir?” diye sormuş. Cariye bu soruya cevaben “Allah göktedir.” demiştir. İkinci rivayet, yine Atâ b. Yesar’dan gelmiştir. Bu rivayette Efendimiz (asm), “Allah nerededir?” dememiş; “Semada kim var?” diye sorarcasına, elini yukarıya kaldırıp işaret buyurmuştur. (ez-Zehebi, el-Uluvv li’l Aliyyi’l Azim, 1/254) Üçüncü rivayet, yine Atâ b. Yesar’dan gelmiştir. Bu rivayet şöyledir: Efendimiz (asm) cariyeye, “Allah’tan başka bir ilah olmadığına şahitlik eder misin?” diye sordu. Cariye “Evet” dedi. “Muhammed’in Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik eder misin?” diye sordu. Cariye yine “Evet” dedi. (Abdürrezzak, el-Musannaf, 9/195) Hadis bu şekliyle, Ubeydullah b. Utbe tarafından da nakledilmiştir. (Ebu Davud, Eyman, 16; Ahmed İbni Hanbel, 3/452) Dördüncü rivayette, cariye Efendimiz (asm)’ın sorularına, sadece işaretle cevap vermiştir. (Ebu Davud, Eyman, 16 ; Ahmed İbni Hanbel, 2/291) Yani Efendimiz (asm) cariyeye, “Allah nerededir?” diye sormuş, cariye eliyle yukarıyı işaret etmiştir. Beşinci rivayette, Efendimiz (asm) cariyeye, “Allah nerededir?” diye değil; “Rabbin kim?” diye sormuş. Cariye, eliyle yukarıyı işaret etmiştir. (İbni Huzeyme, Kitabu’t Tevhid, 123) Altıncı rivayette, eliyle işaret etmeyip, başıyla yukarıyı göstermiştir. Gördüğünüz gibi, hadisin rivayetleri farklı farklıdır. Bir rivayette Efendimiz (asm), “Allah nerededir?” diye sormuş. Başka bir rivayette, “Rabbin kim?” diye sormuş. Diğer rivayette ise sormamış. Sadece elini yukarıya kaldırıp işaret buyurmuş. Başka bir rivayette, “Allah’tan başka bir ilah olmadığına şahitlik eder misin?” diye sormuş. Yine bir rivayette, Cariye: “Allah göktedir.” demiş. Ama diğer bir rivayette böyle dememiş, sadece eliyle yukarıyı işaret etmiş. Diğer bir rivayetteyse, başıyla yukarıyı işaret etmiş. İşte rivayetlerdeki bu farklılıklar sebebiyle ıztırab oluşmuştur. Iztırab da hadisin sıhhat derecesini zayıfa düşürmüştür. Peki, şimdi Selefiler ne yapmalı? Şunu yapmalı: Bu manada sahih bir hadis göstermeli ve bu zayıf hadisi ona dayamalı. Hadi bize bu manada sahih bir hadis göstersinler; yapabilirler mi? Hayır yapamazlar. Hatta sahi hadis bulamazlarsa, bari zayıf hadis göstersinler. Zayıflar bir araya gelip kuvvet bulsunlar. Peki, bu manada zayıf bir hadis gösterebilirler mi? Hayır, bunu da yapamazlar. Çünkü bu manada başka hiçbir hadis yoktur. Şimdi merak ediyor ve diyorsunuz ki: Efendimiz (asm) bu olaydan başka, bir kimsenin Müslüman olup olmadığını hiç araştırmadı mı, sorgulamadı mı? Yani bu olay tek mi? Yok, Peygamberimiz (asm)’in sorguladığı onlarca olay var. Lakin ne hikmetse, hiçbirinde Peygamberimiz (asm) “Allah nerededir?” diye sormuyor. Tek sorduğu soru: “Rabbin kim?” ve “Ben kimim?” Onlarca örnekten 6 tanesini nakledelim: Birinci hadise, sahabeden eş-Şerid b. Süveyd Hazretlerinden nakledilmiştir. eş-Şerid b. Süveyd Hazretleri, Efendimiz (asm)’a gelerek, annesinin, mümin bir cariyeyi özgürlüğe kavuşturmasını vasiyet ettiğini, kendisinin de siyahi bir cariyesi olduğunu söyler. Onu azat etmekle, bu vasiyeti yerine getirmiş olup olmadığını sorar. Efendimiz (asm), cariyeyi kendisine getirmesini söyler. Cariye gelince, Efendimiz (asm) “Rabbin kimdir?” diye sorar. Cariye “Allah” der. Ardından “Ben kimim?” diye sorar. Cariye “Allah’ın resulüsün.” der. Bunun üzerine Efendimiz (asm) eş-Şerid b. Süveyd’e der ki: “Onu azat edebilirsin, zira o mümindir.” (Ahmed İbni Hanbel, 4/222, 388-9; İbni Hibban, 1, 419)

Hiç yorum yok