Grid

GRID_STYLE

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ads

//

Canlı Akış

latest

TEVHİDİ ÜÇE TAKSİM ETMELERİ

İTİRAZ Rububiyet Tevhîdi: Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek, yağmur yağdırmak, bitkileri yeşertmek ve kâinattaki işleri çekip-çevi...

İTİRAZ

tevhidin üçe taksimi

Rububiyet Tevhîdi: Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek, yağmur yağdırmak, bitkileri yeşertmek ve kâinattaki işleri çekip-çevirmek gibi, yegâne Rab olan Allah Teâlâ'nın fiilleridir.

Ulûhiyet Tevhîdi: Hüküm vermek, teşride bulunmak, fayda ve zarar vermek, zatı için sevilmek ve itaat edilmek Allah Teala'nın uluhiyetine ait bazı özellikleridir. Bu ve benzeri ibadet türlerini Allah'tan başkasına yapmak, uluhiyette şirktir. Geçmişteki insanlar gibi günümüz insanların genelide Allah'ın varlığını kabul etmekle birlikte bazı ibadet çeşitlerini Allah'tan başkasına yaparak uluhiyet tevhidinde şirke düşmüşlerdir.

İbn Teymiyye: Ulûhiyyet tevhidi, kul, Allah'a ibadet edip O'na hiçbir şeyi ortak etmeyerek, O'na ve Resulüne itaat etmesi, O'nun sevdiği ve razı olduğu şeyi yapmasıdır. Allahü Teâlâ'nın, «Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım isteriz» buyurduğu kavli, ulûhiyyet tevhidi ile rubûbiyyet tevhidinin isbatını gerçekleştiriyor.

İbn Teymiyye "Minhacü's-Sünne” adlı eserinin 62'nci sahifesinde bütün Müslüman taifelerin Kelâmcılarını hezeyanı ile yerdikten sonra, açıkça demiş ki: Kelâmcılar, ulûhiyyet tevhidini, Allah'ın isimlerinin gerçek hakikatlarını isbat etmeyi bilmedikleri için, Allah'tan başkasına ibadet etmişlerdir. O konuda açıkça söylediği sözleri şudur: Kelâmcılar, Allah'ın kitabında (tevhid) hakkında zikrettiği akli delillerin bilgisine ulaşamadılar. Dolayısıyla onları terkederek, bu konuda bâtıl şeylere yöneldiler. Öyle bâtil yola yöneldiler ki, kendileriyle başkaları arasında müşterek olan doğru yoldan çıkıp, bâzı bâtıl ve bid'atlı itikatta bulundular. Ulûhiyyet tevhidi, Allah'ın isim ve sıfatlarının hakikatlarının ispâtı gibi konuları mutlak tevhidden atıp çıkardılar. Tevhidden, yalnız Allahü Teâlâ'nın her şeyin yaratıcısı olduğu ikrarından ibaret olan rubûbiyyet tevhidini anladılar.

Halbuki bu çeşit tevhidi, Allahü teâlâ,

«Andolsun ki onlara; "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan "Allah..." diyecekler. (Lokman sûresi, âyet: 25) ve yine Allahü Teâlâ,

<<Yedi kat göğün, büyük Arş'ın Rabbi kimdir? de; Allah'tır diyecekler. Öyle ise, çekinmez misiniz? de! (Mü'minûn sûresi, âyet: 86, 87)



Hadislerin Tahriç ve Değerlendirmeleriyle

haklarında meâlen buyurduğu bu âyetlerdeki, rubûbiyyet tevhidini müşrikler de ikrar edip kabul ediyorlardı. Yine Allahü Teâlâ müşriklerden bahisle,

«Onlardan çoğu Allah'a ortak koşarak iman ederler» (Yûsuf sûresi, âyet: 106) diye buyurmuştur. Selef'ten bir taife onlara, «gökleri ve yeri kim yarattı?» dedi, «Allah...» dediler... Bununla beraber, O'ndan başkasına ibâdet ediyorlardı. Allah'ın kullarına emreylediği tevhid ise, ancak rubûbiyyet tevhidinin hakikatini içeren ulûhiyyet tevhididir. Yâni kullar, Allah'a ibâdet edip O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalıdırlar ki, işte o zaman dinin bütünü Allah'a mahsus olur.

İbn Teymiyye "Ehlü’s-Suffe” adlı risalesinin 34'üncü sahifesinde şöyle der: Yalnız rubûbiyyet tevhidi küfrü yok etmeyip Müslümanlık için yeterli değildir.

İsim ve Sıfat Tevhidi: Bu Allah Subhanehu ve Teala'nın kendini Kuran'da vasfettiği, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'ın sahih sünnetinde bize açıkladığı üzere, Allah Teala'yı kendi isim ve sıfatlarıyla birlemekle olur. İbn Teymiyye'nin eserlerinin dört yerinde, ulûhiyyet tevhidi ile rububiyyet tevhidi hakkında yazdığı tâbirler sona erdi.

Mekke müşrikleri gibi kendilerini Allah'a daha da yakınlaştırsınlar diye çeşit çeşit insanları, şeyh, hoca efendi, mürşit adı altında kendilerine ilah edinmekte; Allah'tan daha çok onlardan korkmakta, sevmekte, itaat etmekte, onların ağızlarına bakmaktadırlar.



TEVHİDİ ÜÇE TAKSİM ETMELERİ  CEVAP: 1








Alıntı:

Yazar: Seyyid Ali Hoşafcı



Hiç yorum yok