İsitiğaseye Şirk Diyenlerin Delilleri ve İtirazları: İTİRAZCI : Mekkeli müşrikler Rubûbiyyet tevhidini kabul ediyorlardı. Onlar Allah'ı...
İsitiğaseye Şirk Diyenlerin Delilleri ve İtirazları:
İTİRAZCI :
Mekkeli müşrikler Rubûbiyyet tevhidini kabul ediyorlardı. Onlar Allah'ın yaratıcı, rızık veren malik ve bütün işleri çekip çeviren olduğuna iman ediyorlardı. Mekkeli müşrikler gökleri ve yeri yaratanın, güneşi ve ayı kontrol edenin Allah olduğuna inanıyorlardı. Onların sorunu Rubûbiyyet tevhidinde değil, Ancak Ulûhiyyet tevhidi hususunda Allah'a şerik koşmuşlardır. Onlar Allah'a daha çok yaklaşmak için, aracılar edinip onlara ibadet ederlerdi. Mekkeli müşrikler, sıkıntaya düşünce dini yalnız Allah'a halis kılıyorlardı. Fakat o sıkıntıdan Allah onları kurtarınca, tekrar Allah'a eşler koşuyorlardı. İstiğasede bulunanlar da ancak Allah'ın yapabileceği işleri yapamayacak olup sizi görmeyen, işitmeyen, uzakta olan ya da hayatta olmayan bir insandan Yetiş Ya Rasûlullâh, Yetiş Ya Abdulkadir Geylani diyerek yardım istiyorlar. Bu tür istekler ile, ibadetlerden birisi olan "duayı" Allah'dan başkasına sarf etmek söz konusu olduğu için böylesi bir insan şirke düşmüş olur. Bu uygulama: müşriklerin, nebi olduğuna inandıkları veya salih olduğunu düşündükleri insanların heykel ve kabirlerine Allah'ın dışında dua ederek putlaştırmalarından başka bir şey değildir. Dua ibadetin ta kendisidir. Allah'dan başkasına dua etmek şirktir. Allah'dan gayrısına dua eden müşriklerle, bugünün sıkıştıklarında ölülerden medet umanları arasında hiçbir fark yoktur. Uzakta olan birini yardıma çağırmak, medet umulanın yardım isteyenin sesini duymasını, onun olduğu yeri bilmesini, onun sıkıntısını giderecek kudrete sahip olmasını gerektirir. Bunlar ise ancak Allah'a has olan sıfatlardır, ancak Allah'ın yapabileceği işlerdir. Allah'a has olan bu sıfatları kullara vermekle ortak koşmuş olunur. Bir insan Allah'dan gayrısından kendisindeki bir sıkıntıyı kaldırmasını istiyor. Bu tam Rubûbiyyetin köküdür ihtiyacı gidermek, rızık vermek, öldürmek ve diriltmek Allah'a (Celle Celâluhů) ait olan sıfatlardır, yani o sıfatı bir insana vermekle Rububiyyete göre şirk işlemiş oluyor. Aşağıdaki ayet ve hadislerden anlaşılacağı üzere açık ve net olarak Allah'dan (Celle Celâluhû) başkasından bir şey istemek yasaklanmıştır. "İyyake na'budu ve iyyâke nestaîn. " 1 Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. O'nu (Allah'ı) bırakıp da putlardan dostlar edinenler: "Onlara, (putlara) bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz" derler. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. 2 "De ki, Allah'ın dışında kuruntusunu ettiklerinizi çağırın bakalım; onlar, sıkıntınızı ne gidermeye, ne de bir başka tarafa güç yetirebilirler. Çağırıp durdukları bu şeyler de, Rablerine hangisi daha yakın diye vesile ararlar, rahmetini umar, azâbından korkarlar. Çünkü Rabbinin azâbı cidden korkunçtur." "3 "Allah Teâlâ'yı bırakıp da kıyâmete kadar kendisine cevap veremeyecek olan putlara duâ edenden daha sapık kim olabilir? (Oysaki) onlar, bunların duâsından habersizdirler." 4 "Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve "Bunlar bizim Allah katında Şefâatçilerimizdir." diyorlar. De ki, "Siz Allah'a göklerde ve yerde O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir." (Yunus 18) «Size melekleri ve peygamberleri rablar olarak benimsemenizi emretmesi yaraşmaz.» (Âl-i İmran 80). Çünkü Allah'dan başka taptıklarınızın hepsi sizin gibi kullardır, eğer davanızda sadıksanız haydi onlara çağırın da size icabet etsinler. (Araf 194 ayet) Yoksa kendisine dua ettiği zaman, sıkıntı içinde kalana icabet eden ve kötülüğü açıp gideren ve sizi yerde hükümdarlar kılan mı (hayırlıdır?) Allah ile beraber bir ilâh mı vardır? Siz pek az düşünüyorsunuz. (Neml 62 ayet) 1. el-Fâtiha 1/4. 2. ez-Zümer/3. 3. el-Isrâ -56-57. 4. Ahkaf: 46/5 O şirk koşanlar, şirk koştukları (putları) gördükleri zaman: 'Rabbimiz, seni bırakıp bizim dua ettiğimiz ortaklarımız bunlardır' diyecekler. (Onlar da bunlara:) Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz' diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar." (Nahl, 86) Dua edilmeye lâyık olan O'dur. O'nun dışında el açıp dua ettikleri şeyler, onların hiçbir isteğini karşılayamazlar. Onlar ancak, ağzına gelsin diye iki avucunu suya doğru açıp yalvaran kimse gibidir. Halbuki bu yoldan su asla onun ağzına gelecek değildir. Kâfirlerin duası hep boşa gider. (Rad 14 ayet) "İnsanlardan kimi de Allah"dan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onlan, Allah'ı sever gibi seviyorlar." (Bakara 165) "Onlar, kendileri için kuvvet ve şeref (kaynağı) olsunlar diye, Allah'dan başka ilahlar edindiler. (Meryem Suresi 81)
Hiç yorum yok